Kitaplık

ÇAĞDAŞ MAKEDONYA TÜRK HİKȂYECİLİĞİNDE YENİ BİR SOLUK BURCU ALİYİ-ASYACA HİKÂYELER-Doç. Dr. Selçuk Kürşad KOCA

ÇAĞDAŞ MAKEDONYA TÜRK HİKȂYECİLİĞİNDE YENİ BİR SOLUK

BURCU ALİYİ-ASYACA HİKÂYELER

Doç. Dr. Selçuk Kürşad KOCA*

                                                                                                               Doha- Kasım 2022

Balkan Türk edebiyatı tarihin her döneminde önemli bir zenginlik ihtiva etmiştir. Osmanlı döneminde var olan şairlerin nerede ise üçte biri bu topraklardandır. Aynı zamanda Osmanlı aydınlarının da çoğu bu topraklardan yetişmiştir.  Osmanlı sonrası bölgede yaşanan buhran ve göçlerle beraber edebiyat da payına düşeni alır ve  bu alanda eser veren çok az sayıda insan görülür.

Çağdaş Makedonya Türk edebiyatı içerisinde hikâye/öykü alanında ilk eser olarak Mustafa Karahasan’ın “Hapishanede Bir Gece” isimli hikâyesi 1946 yılının ilk yarısında Makedonya Türklerinin sesi olan “Birlik” gazetesinde yayımlanmıştır. O tarihten günümüze köprünün altından çok sulara akmış ve çağdaş Makedonya Türk edebiyatı kimi zaman şiirin öne geçtiği, kimi zaman hikâye/öykünün öne geçtiği bir serüvenle günümüze kadar gelmiştir.

Burcu Aliyi’ye ait olan “Asyaca Hikâyeler” isimli bu eserin içerisinde yirmi yedi hikâye bulunmaktadır. Bucu Aliyi’nin bu eseri Çağdaş Makedonya Türk hikâyeciliğinde yeni bir nefes olarak bu serüvenin devamı niteliğindedir. Yazar, iyi bir gözlemci olduğunu hikâyeleriyle göstermiştir. Yaşadığı toplumun değer yargılarını, gündelik yaşamın sıradanlığı içerisinde bulunan hikâyeleri bir bir kaleme almıştır. Bu hikâyeleri, gerçek yaşamın ete kemiğe bürünmüş hâli gibidir.

 

Burcu Aliyi’nin bu hikâyeleri arasında teknik olarak güçlü olanlar yanında basit kurguya sahip olanları da bulunmaktadır. İlk eser olması ve hikâyelerin yazılış tarihlerinin tam olarak tarafımızca bilinmemesi sebebiyle bu durum olağan olarak kabul edilebilir. Yazarın hikâyecilik alanındaki gelişimini takip etme adına bir sonraki hikâye kitabını da merakla beklediğimi ifade etmek isterim.

Yazar, hikâyelerinde daha çok Makedonya’yı mekân olarak tercih etmiştir.  Yazarın doğma-büyüme Makedonyalı olması bu durumu olağan kılmaktadır. Bunun yanında Türkiye ve Yunanistan’ın da hikâyelerde mekân olarak bulunduğu görülür. Türkiye, Makedonya Türkleri için “Ana Vatan”dır. Türkiye ve Makedonya’nın ilişkileri de oldukça kuvvetlidir. Bunun yanında Yunanistan gerek Makedonya Türkleri ve gerek Makedonlar için farklı bir algıya sahip olabilir. Yunanistan’ın mekân örgüsü içerisinde yer aldığı hikâye bu algının dışa vurumu gibidir.

Hikâyeler konu bakımından zengin bir içeriğe sahiptir. Günlük yaşantının hikâyelerde ele alınması, bu zenginliğini de beraberinde getirmektedir. Bazı hikâyeler içerisinde birkaç konu birlikte görülebilmektedir. Konu olarak bireysel konuların yanında toplumsal konular da hikâyelerde işlenmiştir. Bu durum, yazarın olgunlaşma seviyesini göstermesi bakımından önemlidir. Yazarın ilk hikâye kitabı olmasına rağmen hikâyelerinde karşılaşılan güçlü kurgular kendisi ve Çağdaş Makedonya Türk edebiyatı için de gelecek vadetmektedir.

Hikâyeleri konu bakımından şu şekilde sıralayabiliriz:

A- Bireysel konular:

Aşk: Şenlik ve Ölüm, Bahar Güneşi, Cennet Yolunda, İbram ile Emiş.

Hayatın acı gerçekleri: Hayal Yasağı, Bahar Güneşi, Emanet, İbram ile Emiş.

Arkadaşlık, dostluk: Şenlik ve Ölüm, Fasülye, Demirden Dostluk, İbram ile Emiş.

Kötülük: İzi Kaldı, Beklenmedik, Kardeş Payı, Aydınlık, Fasülye, Unuttunuz, Bahar Güneşi, İbram ile Emiş, Demirden Dostluk, Zulmün Yasallığı.

B-Toplumsal Konular:

Aile: En Acı Bayramım, Kardeş Payı, Salim Dede, Hayal Yasağı, Bahar Güneşi, Var İken Yok, Fasülye, Bir Çift Kırmızı Ayakkabı, Cennet Yolunda, Varlık İçinde Yokluk, Yük.

Geleneksel kültürel değerler: En Acı Bayramım, Salim Dede, Şeref, Var İken Yok, Kardeş Payı, Bahar Güneşi, Varlık İçinde Yokluk, Cennet Yolunda, İbram ile Emiş, Yük, Hıdrellez.

Milli kimlik bilinci: Şeref, İzi Kaldı, Unuttunuz, Zehir ve Uyanış, Cennet Yolunda, Zulmün Yasallığı, Demirden Dostluk

Genel olarak hikâyeler okuyucuyu sıkmayan, akıcı bir üsluba sahiptir. Hikâyelerde doğallık okurken sizi de konunun içine çekmektedir. Okurken yazarın başka hikâye kitapları da var mı, merakı uyanmaktadır. Bu bakımdan okurların bu genç yazarı daha yakından tanımak isteyeceği kanaatindeyim. Yazarın hikâye yazmaya devam etmesi ve yaşama, belki de kendisine, dair hikâyelerini okurları ile buluşturmasını, aynı zamanda bir okur olarak, sabırsızlıkla beklemekteyiz.

Makedonya Türklerinin  yeni soluğu olan genç yazarımız Burcu Aliyi, kendisinden sonraki nesillere de yazma konusunda örnek olacaktır.

Yazmak yaşamaktır.

 

*Sakarya Üniversitesi

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu